Genel Haciz Yolunda Takibe İtiraz

Genel Haciz Yolunda Takibe İtiraz

Aleyhine icra takibi başlatılan borçluya, takibe karşı, sözlü veya yazılı olarak “Borcum yoktur.” demesi ile, takibi durdurma imkanı tanınmıştır. Böylelikle, alacaklı ve borçlu arasındaki denge korunmuştur. Bu içeriğimizde de sizlerle, genel haciz yolunda icra takibine itiraz hususundan bahsedeceğiz.

Elinize bir ödeme emri tebligatı geldiği takdirde ne yapmalısınız?

                Borçlu olmadığınız  halde, elinize bir ödeme tebligatı geldiğinde, “Benim zaten böyle bir borcum yok.” diyerek, gelen tebligatı bir kenara bırakıp, unutmalı mısınız? Önemle belirtmek isteriz ki, bir borcunuz olmasa dahi hakkınızda başlatılan icra takibi kesinleştiğinde, malvarlığınız üzerine haciz uygulanabilir ve siz aksini iddia ve ispat edene dek karşı taraf, malvarlığınızın satışı doğrultusunda yol kat edebilir. İşte bu gibi durumların önüne geçebilmek maksadıyla icra müdürlüğü, borçluya ödeme emrini tebliğ etmek suretiyle, “Borcun varsa öde, mal beyanında bulun, itirazın varsa itiraz et.” şeklindeki hak ve ödevleri, borçlu gösterilene bildirir.

                Ödeme süresi, itiraz süresi ve itiraz etme usullerinin hangi takip yoluna başvurulduğuna göre, farklılık arz edecektir.

GENEL HACİZ YOLUNDA BU SÜRELER NASILDIR ?

                Borçluya tebliğ edilen ödeme emrinde “Örnek no: 7 sureti ihitiva eder. ” şeklinde bir ibare var ise, genel haciz yolu ile bir takip söz konusudur. Böylesi bir durumda, başlatılan takibe itirazınız varsa itirazınızı öne sürmeniz için 7 günlük yasal süreniz mevcuttur.

                Belirtilen 7 günlük süre içerisinde borcun ödenmesi halinde, malvarlığınıza uygulanacak herhangi bir haciz tehlikesiyle karşı karşıya kalmadan, hakkınızda açılan takip sona erer. 7 günlük süre geçtikten sonra da ödeme yapılabilir ancak, bu süre içerisinde malvarlığınız hacze maruz kalabileceği gibi, işleyecek faiz ve artan masraflar açısından aleyhe bir durum ortaya çıkacaktır.

                Ödeme emrinin tebliğ edildiği günden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra takip kesinleşir ve bu tarihten sonra borca itiraz etmenizin herhangi bir faydası olmayacaktır. Bu durumda alacaklı da borçlunun mal varlığını haczederek, alacağına kavuşma imkanı bulacaktır.

Peki, borca itiraz süresinin kaçırılması halinde, hiç umut yok mudur ?

                Borçlu, kendi kusuru olmaksızın meydana gelen bir engel sebebiyle, süresi içinde borca itiraz edememiş ise, engelin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde mazeretini gösterir delillerle birlikte takibin yapıldığı yerdeki icra hukuk mahkemesine başvurabilir ve mazeretin kabulü halinde, icra takibi durur.

                Örnek vermek gerekirse, ödeme emrinin tebliğ edildiği dönemde, ağır bir hastalık geçirmeniz, tebligatı alamayacak kadar uzun bir süre seyahate çıkmış olmanız veya yakın tarihte olduğu gibi, doğal bir afetin meydana gelmesi gibi durumlarda, gecikmiş itiraz koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.

İTİRAZ SEBEPLERİ NELER OLABİLİR?

                Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine, borcun kısmen veya tamamen ödendiği, borcun vadesinin gelmediği, zamanaşımına uğradığı,  aynı alacak için daha önce takip yapılıp bu takibin devam ettiği gibi birçok farklı sebeple borca itirazda bulunabilir.

                Keza, borçlu, borca dayanak gösterilen senet veya belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde de bir itirazda bulunabilir. Borçlu, şartlarını haiz ise, pekala takip başlatılan icra dairesinin yetkisine de itiraz edebilir.

GENEL HACİZ YOLUNDA İTİRAZ NASIL YAPILIR ?

                Borçlu, ödeme emrine itirazını, yazılı veya sözlü olarak doğrudan icra dairesine yapar. Takibe itiraz edilirken, dikkat edilmesi gereken ve belirtilmediği takdirde itirazınızın reddedilmesine yol açacak bir takım hususlar vardır.

İTİRAZ YAPILIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

                Örneğin,  borca kısmi itiraz halidir. Eğer borçlu, “benim borcum var ancak borcum bu kadar fazla değil” diyorsa, kısmi itiraz söz konusu olacaktır. Bu durumda borçlu, borcun ne kadarlık kısmına itiraz ettiğini, mutlaka ve açıkça bildirmesi gerekir.

                İmzaya itirazda ise, imzası inkar edilen belgenin niteliğine göre, itiraz usulü değişmektedir. İzah etmek gerekirse, alacaklının adi bir senede dayanması durumunda, borçlunun icra dairesine imzaya itirazda bulunması yeterlidir. Ancak resmi bir belge söz konusu ise, borçlunun genel mahkemelerde sahtelik davası açması gerekecektir.

                Bir diğer husus ise, icra takibinin yetkisiz bir icra dairesinde başlatıldığını düşünüyorsanız, icra dairesinin yetkisine itiraz ederken, hangi icra dairesinin yetkili olduğunu da belirtmeniz gerekmektedir. Aksi halde yetki itirazınız reddedilecektir.

BORCA İTİRAZ ETMENİZ DURUMUNDA NELERLE KARŞILAŞABİLİRSİNİZ?

                Ne yazık ki, aleyhinize başlatılan takibe itiraz etmeniz halinde borçtan tam anlamıyla kurtulmuş sayılmazsınız. Süresinde ve usulüne uygun yapılan  bir itiraz, yalnızca takibi durdurmanızı sağlayacaktır.

                 Bu durumda alacaklı, yapmış olduğunuz itirazı bertaraf etmek ve takibe devam etmek için, bir takım girişimlerde bulunarak, itiraz ettiğiniz alacağın varlığını ispat etmeye çalışacaktır. Alacaklı bunun için, “itirazın kaldırılması” ya da “itirazın iptali” davasını açacaktır.

                Yapılan yargılama sonrasında hakimin, itirazı haklı görmesi halinde, takip iptal edilecek ve alacaklı takibe devam edemeyecektir.

                Ancak, mahkemenin, itirazınızda haksız ve kötüniyetli olduğunuza kanaat getirmesi ve alacaklının da bu yönde bir talebi olması şartıyla, hükmolunan tutarın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatı ve yargılama giderleriyle karşı karşı kalabilirsiniz.

                Görüldüğü üzere, itiraz hakkı doğru kullanılmadığı zamanlarda, borçluya faydadan çok zarar sağlayabilmektedir Bu nedenle, icra hukuku alanında uzman bir hukukçuya danışarak süreci ilerletmenizin önemini vurgulamak isteriz.

Yorum yap